Recent Posts

Çatak Kanyonu Kastamonu

Unutmayın ki yaşam aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür.

Yürüyüş Parkurları GPS Kayıtları

Mutluluk varılacak bir istasyon değil bir yolculuk biçimidir..

Fotoğraflarım

Eğer hikayeyi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duymazdım.

Doğa Sporları Hakkında Bilgiler

Daha bir çok bilgi…

Doğa Sporları ilgili yazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Doğa Sporları ilgili yazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Temmuz 2015 Pazar

04.07.2015 Sahil- Altinova- Uckabaagac Koyu- Madra Baraji- Altinova -Sahil Bisiklet Turu

Uzun suredir tatil amacli geldigimiz Altinovanin etrafini her ne kadar aracla gezmis olsamda, ozellikle Ayvalik Camlik taraflari ile Cunda arasinda essiz guzellikteki koylari yuruyerek gezmek fikri zihnimin cikarilmayi bekleyen koselerinde surekli ekilmeyi bekleyen tohum misali beklemekte fakat her sene yaz tatili nedeni ile mevsimin sicak olmasi nedeni ile bir turlu gerceklestiremiyordum.
Bu sene Ankara dan cikmadan her ihtimale karsi bisikletimi getirmeye karar vermistim.Havalarin mevsim normallerinin altinda seyretmesine ragmen gunduz sicaklarinda bisiklet surmek sikintili gorunsede en azindan onca yolu getirdigim bisikletimle bir seyler yapmak zorunda hissediyordum.
Aksamlari yakin iskeleye yaptigim 14-15 km lik isinma turlari sonrasinda, 4 Temmuz gunu sabah saat 05:00 gibi kalmak niyetiyle baslayacagim turuma deniz deki yorgunlugun etkisiyle ancak 7:00 de uyanarak kucuk hazirliklarin ardindan basladim.Sabah serinliginin yani sira, kuzeyden esen kuvvetli ruzgarin etkisi ile her ne kadar zorlansamda, yavas yavas guzergahima dogru ilerlemeye basladim.Oncekilerden farkli olarak hissettigim tek fark, en kucuk donemecine kadar km ve benzeri hazirlarimi yapmadan cikmadigim yoluma bu sefer kisa bir google earth icelemesi ile yola cikmistim.Sahilden  yaklasik 7-8 km ilerlediktan sonra Ayvalik Izmir ana yola ciktiktan sonra, yaklasik 150 metre Ayvalik istikametine ilerledikten sonra, Madra baraji, cakmak koyu yoluna saptiktan sonra, genel itibari ile cok fazla egimli olmayan yoldan uckabaagac koyune kadar ilerleyisimi surdurdum,Koye kadar gayet sessiz ve sakin giden yolculugum, bu koyde de yasayan yok gibilerinden kendi kendime soylenirken, karsima cikan bir amcaya baraj yolunu sorarak dogru rotaya girdikten sonra, tabani cok gevsek olan zeminde ilerleyisim ve tirmanisim zor olsada baraja kadar ulasmayi basardim.Baraj rakimi biraz daha yuksek, serin, sessiz ve gocmen kuslarla beni karsiladilar.Burada yanimda getirdigim erzagimi tuketip, fotograf ve dinlenme molasi ardindan, vadi tabanindan dereye kenarindan inen toprak yoldan donus yoluna girdim.Saat sabahin 10:00 sulari olmasina ragmen sicaklik kendini hissettirmis, zaman zaman golgeliklerde verdigin kisa molalari sulama kanalindan akan buz gibi suya ayaklarimi sokarak dinlendirmem gunun odulu gibi olmustu.Donus genel olarak yokus asagi olmasi nedeni ile Izmir -Canakkale ayrimina ulasmam cok zamanimi almadi.Altinova sapagindan iceri girerek ilcenin parkinda kisa bir mola sonrasi sahile ilerleyisimi surdrurerek eve ulastim.Ilk planimi gerceklestirmis oldum.
















8 Kasım 2012 Perşembe

İYİ DAĞCI KİMDİR

Kaynak : (Y. DOÇ. DR. FAİK ARDAHAN)


Daha önceki yazılarımda dağcılığın ne olduğunu, doğa sporlarının ne olduğunu detaylı olarak sorgulamıştım. Genel olarak ülkemizde dağa giden herkesin dağcı olduğuna dair genel ve kesinlikle yanlış olan bir inanış vardır. Bu yanlışa ilave olarak bir de bireyler iyi dağcı, kötü dağcı gibi kavramları da kullanarak başkalarını sınıflamaktadır. Bu tanımlamaların hiç birisi evrensel dağcılık ilkeleriyle bağdaşmaz. Genel olarak bakıldığında dağcının kim olduğunu dağcılık sporunun tanımından yola çıkarak yapmakta fayda vardır.

Dağcılık bir doğa sporudur ve diğer doğa sporları içinde popülaritesi en çok olanlarından birisidir. Dağcılık İngilizcede “Mountaineering ve Alpinism” kavramları ile ifade bulmuştur. Alpinism denmesinin temel nedeni, Kıta Avrupası’nda yer alan Alp dağlarında yapılan dağcılığın bölge insanı ve Avrupalı fanatikler tarafından “Alpinism” olarak tanımlanmasına dayanır. Dağcılığın literatürde yapılmış birkaç tanımlaması vardır. Bunlardan ilki UIAA (Union Internationale des Associations d'Alpinisme, Uluslararası Dağcılık Federasyonları Birliği) dağcılığı; “dağların zirvesine ve/veya tanımlanmış bir noktasına tırmanarak ulaşması” olarak tanımlarken, Bozkurt Ergör, dağcılığı; “kayada, karda, buzda, buzulda ve her türlü şartta ve koşulda dağların doruklarına ulaşmak amacıyla yapılan tırmanışlar” olarak tanımlamıştır. Birçok konuda kavramsal sorgulaması ile bilinen WiseGeek araştırma enstitüsü dağcılığı “dağların zirvesine ulaşmak için kar, buz, buzul, kaya yüzeylerde yürüyüş ve tırmanış tekniklerini kombine ederek ulaşma sporu” olarak tanımlamıştır. Deneyimli dağcılardan Yılmaz Sevgül dağcılığı; “teknik malzeme, teknik bilgi ve performans kullanılarak dağların zirvesine tırmanış yaparak ulaşma” olarak tanımlarken, Tekin Küçüknalbant “her türlü şartta ve koşulda dağların zirvesine ulaşmak için teknik bilgi ve malzeme kullanılarak yapılan tırmanış sporu” olarak tanımlamışlardır. Bu tanımlardaki tüm özellikleri bir araya getirdiğimizde dağcılık; “teknik bilgi, teknik beceri, teknik malzeme, fiziksel ve mental performansın her türlü koşulda ve durumda, karda, buzda, buzulda, kayada uygulanarak dağların zirvelerine ve/veya tanımlanmış bir noktasına ulaşmak için yapılan tırmanış sporudur”.

 


Dağların zirvelerine “yürüyerek” gidilen bir doğa sporu değildir. Dağların zirvelerine yürüyerek yapılan doğa sporu etkinliğine trekking veya hiking (doğa yürüyüşü veya dağda yapılan yürüyüş) adı verilir.  Dolayısıyla dağcılar yürüyüşçüler değil tırmanıcılardır, dağcılık yürüyüşçülerin değil tırmanıcıların yaptığı bir spordur. Dağcı da bu sporu yapan kişidir. Yani bir sporcudur.

Her dağa giden sporcu mudur? Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle sporun ne olduğunu tanımlamak gereklidir.

Spor “insanların ferdi veya toplu olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve/veya bir rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde kendisinin ve/veya başkasının tanımladığı başarıyı kazanmaya yönelik, mücadele heyecanını yaşamak için yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel isimdir”. Sporu zevk için yapanlara amatör sporcu, meslek haline getirip, bundan maddi kazanç elde edenlere ise profesyonel sporcu denir[1]. Dağcılık bu boyutu ile amatör bir spor olabileceği gibi profesyonel bir spor da olabilir.

İster amatör, ister profesyonel olsun bireyin sporcu olabilmesi, yaptığı sporun gerektirdiği fiziksel ve mental performansı elde etmek için o sporun gerektirdiği antrenmanı yapıyor olması, ona uygun beslenmesi, gerekli malzemeye sahip olması ve malzemelerin olağan ve olağan üstü koşullarda nasıl kullanılacağına ait hem teorik hem de uygulamalı bilgiye sahip olması ve geri kalan yaşamını ona göre düzenlemesi, o konuda yapılan bilimsel yayınları takip ediyor olması, çevresindeki kişilerle etkileşiyor olması gereklidir.

Burada hemen şu soruyu sormak gereklidir. Ayda iki defa dağa zirve amaçlı giden ve zirveye dağcılığın tanımında olduğu gibi tırmanarak çıkıyorsa sporcu mudur? Soru bu haliyle sorulduğunda eğer kişi geri kalan zamanlarında yaptığı sporla ilgili antrenman dahil hiçbir aktivitede bulunmuyorsa, cevap son derece açıktır o birey sporcu değildir.

Hemen belirtelim ki evrensel dağcılık literatüründe iyi dağcı veya kötü dağcı diye bir tanımlama yoktur. Fakat iyi dağcı; dağcılık konusunda yeterliliğe sahip, kötü dağcı o yeterliliğe sahip olmayan bir birey olarak ele alınır.

 


Ahilik teşkilatında usta; bilen, bildiğini hayatına uygulayan, kendini geliştiren, başkasına örnek olan, kendinden sonra gelecekleri yetiştiren, kişiliği gelişmiş ve her koşulda kendi ve karşısındakinin duygu ve dürtülerini kontrol edebilen, yeterli düzeyde iletişim yeteneğine sahip, empati kurabilen, yaptığı işe uygun kişiliğe sahip kişidir. Bu tanımı dağcılığa uyguladığımızda usta dağcı, iyi dağcı veya yeterli dağcının tanımı kendiliğinden açığa çıkar.O halde yeterli dağcı kimdir? Sorusunun cevabı şöyledir; Yeterli dağcı; “başkasına ihtiyaç duymadan kendi gücü ve iradesiyle kendi teknik birikim ve malzemesiyle kendi açtığı rotadan karda, kayada, buzda, buzulda, her şart ve koşulda dağın ulaşmak istediği yerine tırmanış yaparak ulaşabilen, bir sporcu gibi yaşayan, antrenman ve beslenmesini organize eden ve yaşamını yaptığı spora göre sürdüren kişidir”. Başkasının döşediği hatta ilerleyen kişi o hat olmadan ulaşmak istenen yere ulaşamayacaksa, gidemeyecekse, o yeterlilikte değilse yeterli dağcı da değildir.

Bunun yanında, dağcı sporcu kişiliğinin yanında ekolojiye, dağın kendisine, dağcılık sporu, doğa sporları ve diğer doğa sporcularına saygılı, etik değerlere bağlı, sürekli kendini geliştiren ve bunu çevresindekilerle paylaşan kişidir. Dağcılık bir gelişim sürecidir. Elbette kişinin kendisine ve başkalarına yol açması bir olgunluk düzeyidir. Aynen hayatın diğer alanlarında olduğu gibi. Dağcılık da yaşanarak, kişinin kendisine yatırım yapmasıyla, okumasıyla, denemesiyle, istemesiyle, çaba sarf etmesiyle ulaşılarak bir yolculuktur.  

Yeri gelmişken tanımlamakta yarar vardır. İki tür zirve vardır. Birincisi dağın zirvesi, ikincisi ise kişinin kendi zirvesidir. Eğer kişinin kendi zirvesinin yüksekliği dağın yüksekliğinden küçükse o kişi dağın zirvesine ulaşamaz, eğer kişinin kendi zirvesi dağın zirvesinden yüksekse o dağın zirvesine çıkmak ona yetmez ve daha yüksek zirveleri hedefler. Burada şu unutulmamalıdır. Eğer kişi kendi gücü ve iradesiyle, kendi rotasını açarak 4 derecelik bir kayayı tırmanarak hedefine ulaşıyorsa, bir başka kişi de 8+ dereceyi tırmanarak hedefine ulaşıyorsa ikisi de kendi zirvelerine ve hedeflerine ulaşabildikleri için yeterli dağcıdır. Tüm bu söylemlerden sonra; yeterli dağcıya iyi dağcı denmesinde bir sakınca yoktur.

Şimdi herkes kendi durumunu sorgulamalı. Dağcılık konusunda ne kadar yeterli veya başkasına ne kadar bağlı?