Recent Posts

Çatak Kanyonu Kastamonu

Unutmayın ki yaşam aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür.

Yürüyüş Parkurları GPS Kayıtları

Mutluluk varılacak bir istasyon değil bir yolculuk biçimidir..

Fotoğraflarım

Eğer hikayeyi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duymazdım.

Doğa Sporları Hakkında Bilgiler

Daha bir çok bilgi…

29 Haziran 2014 Pazar

29.06.2014 MENGEN - GEYIK GOLU BISIKLET TURU

Yol ve Yolculuklar her zaman tarifi mümkün olmayan duygularla kaplar içimi ve olması gereken işlerimi hiç bir zaman sakin ve tam yapamam, öyle günlerden biri olan bugün de gece saat başı uyanmaktan, uykumu da yarım yamalak yaptığımın farkında ama görev başında yola çıkmaya hazır, yanlızlığımıda alarak düştük yollara.Sakin giden yolculuğum, Kızılcahamam Akyarma geçidini geçer geçmez, hava daki bulutların tüm bölgeyi kaplamış ve sanki esir almış pozisyonu, benimde yapacağım rota üzerinde ani değişiklikler yapma zorunluluğunda olduğumu hissettirmiş, Gerede'ye ulaşmıştım.Normal şartlarda Gerede de bırakacağım aracımı, planımı değiştirerek, Mengen de bırakmaya karar vererek devam ettim.Erken bir saatte ulaşmış olmama rağmen, yol heyecanı ile uykusuz kalmam, araç içerisinde yarım saatlik kestirme ile giderdim.
Artık yola düşme vakti, Ramazan dolayısı ile olsa gerek Mengen sokakları bom boş, yanlızlığım yanımda Pazarköy yoluna pedal döndürmeye başladım.Daha 1 km ilerlemem iştim ki, önümde yerel halktan olduğu belli bisikletli ilerlemekte, yanlızlığıma ayıp olmasın diye, ona yetişmek gibi bir çabam olmasa da, bir müddet sonra birlikte pedallamaya başladık, yanlızlığa bir müddet veda vakti, Sadettin, bizim gibi emekçi bir kardeşimiz, ramazan dolayısı ile iş yerinin kapalı olmasını fırsat bilmiş, hem kafasını dinlemeye hemde tutkusu balığa gidiyor, 10 km den fazla birlikte pedalladık,  Mengen hakkında güzel bilgiler aldım ama not almayınca hepsi hava da kaldı.
Abi sen buradan sağa döneceksin, neyseki yanlızlığım her daim yanımda, Sadettin ile vedaşlaştık.Ben ise daha ilk metrelerden tırmanmaya başladım.Stabilize yol bitmiş, orman yoluna girmiştik, yürümeyi pedallamaktan daha iyi beceriyorum. Bisiklet ben üstündeyken gitmiyor diyorum yanlızlığıma, oda bana sen güçlüsün, ne yollar aştın bunu mu aşamayacaksın, dayan acelen yok, ha gayret diyerek, veriyor gazı.5- 7- 9 km derken, ne tırmanıyorum, göğe uzanan ağaçlar artık nerdeyse benimle aynı boyda, Ömer diyor yanlızlığım, zirve yaptın daha ne kadar gideceksin, merak etme sen diyorum, bu sefer iyi çalıştım dersime, daha yolumuz var.Zirve seviyelerine kadar ilerleyince pedallamakta mümkün oluyor, biraz da eğim azalan arazide.Hava sıcak, buram buram terler atarken sağlı, sollu akan hızar deresinin sesi, bana eşlik ederek, çağlıyor, zaman zaman sağ yamacımda akan dağ suları ile susuzluğumu gideriyor ilerleyişimi sürdürüyorum.Hedefe odaklanmanın hiç bir şekilde bulunduğum ortamın güzelliğini es geçmesine imkan vermiyorum.Dönüş yolunda serinleyebileceğim bir kaç nokta tesbit ediyorum.Yanlızlığıma buralarda sola bir yol dönecek diyorum, patron sensin diyerek hemen sorumluluğu atıyor benim üzerime, peki biraz daha ilerleyelim.Evet evet yol çatallaştı, çatallaşmasına da, burayı kim tırmanacak, üzerimdeki formam çamaşır makinasından çıkmış gibi, çağlayan hızar deresinin sesine ayak uydurup, yanlızlığım ha son gayret, 700 mtç aldı bitirelim şu işi.Sağolsun, ne iyi arkadaş hiç ikiletmiyor.
Yüzümdeki tebessümü görebiliyormusun, yanıt yok,manzara beni benden almış, yanlızlığım yok olmuştu.
2 Saate yakın mola dan sonra, inişin bisiklet turunu anımsatacak şekilde olmasının rahatlığı ile ayrılmakta zorlanıyorum.Br yandan karanlık bulutlar yine tepemde dolaşmaya başladı.
Yanlızlığımla karar verdik, inmek için hiç acelemiz yok, her pedalın keyfini çıkartmalıyız, ağır ağır arka teker bir sağa bir sola sert frenlemeden kaya kaya iniyoruz, yanlızlığıma diyorum işte işte burası, burada mola.
Araziye gidenler bilir her taraf birbirine benzer, bazen burası dediğiniz yer, orası değildir.Bu sefer nokta atışı.
Hızar deresine iniyorum, ayakkabılar, çoraplar çıkmış suya atladım.Aman Allahım su buz gibi, o ne 5 metre yukarısı çok güzel.Yanlızlığımda benimle aynı fikirde, burası +18 olacak belki ama, Öok ilginç bu sefer yanlızlığıma değil, kendime soruyorum, Ömer burası dağ başı, bir Allah'ın kulu geçmez, yanlızlığımdan utanmadan, ne var ne yok çıkartıyor atlıyorum suya.....Düna varmış.
Düzağaç köyüne çıkan yokuşu tırmanamayacağım, Ana yola inip 10 km. Pazarköye pedallıyorum, Sercan ile telefonlaşıp, babası ile kahvede sohbet ardından, Mengen yoluna düşüyorum,
 Ooooooo Sadettin erkencisin, abi balık yok, Mengen de balık bırakmadılar, bende döndüm.Sadettin aracımın yanına kadar beni uğurlamaya geliyor...
Sağlıcakla kal. 























Mesajımızı yazdık anlıyana

Su buz












24 Haziran 2014 Salı

21-22 HAZIRAN 2014 GUZELYURT IHLARA BISIKLET FESTIVALI

Mutlak yeni yol yoktur,
fakat yola çıkacak kişi açısından
yeni yol çoktur (Oruç Aruoba)



Gezmeye doyamadığım, aklımın bir köşesinde her an kalk gidelim diyebileceğim, yerlerden birisi olan IHLARA vadisinde bisiklet etkinliği ilanını görmemle başlayan heyecanım hafta sonuna yaklaştıkça doruk noktasına ulaşmış, kendimi yollarda bulmuştum. Gece yarısından sonra vardığımız kamp alanımızda, bizden önce gelenleri rahatsız etmemek adına sessizlik içinde, kendimi çadırın içinde buldum.Sabah çadırımın kapısını araladığımda,Hasan dağı  bütün heybetiyle  karşımda, kahvaltımı bu manzarada yapmanın şükranı içerisindeyim.
Yüksek sayıda katılımcının bulunduğu Ihlara bisiklet festivali, Güzelyurt ilçesi merkezinde yapılan kısa konuşma ve serenomi arkasından, pedallar dönmeye başladı..
Güzelyurt İlçe meydanından sağ istikamette kilise cami levhası bulunan, bu mevkide ilk yapılış amacı kilise olarak kullanılan ve daha sonra cami ye dönüştürülerek kullanılmaya başlayan ve sanırım bu nedenle de diğerleri gibi harap olmamış yapıyı ziyaret ettik,


Kamp Alanımız

Kamp alanından Manzaramız -HAsan Dağı






























Güzelyurt İlçe Merkezi









Güzelyurt İlçe Merkezi





Kilise Camii

















Kilise Camii

Kilise Camii - Sanırım İkonlar silinmiş ve boyanmış













Kilise Camiii Farklı görünüm







Kilise camii den sonra yoluma devam ederek, küçük bir vadi içerisinde bulunan ve manastır vadisi olarak bilinen mevkiye geldik.Burada aldığımız en önemli dev değerli bilgi, Hiristiyanlığın bu bölgeden dünyaya yayılmaya başlamış olması.








Manastırlar Vadisi























Manastırlar vadisinden sonra Ilısu köyü ve Ihlara kasabası meydanını ziyaret ettikten sonra , Ihlara termal otel de adımıza hazırlanmış, öğlen yemeğinden sonra, Ihlara vadisine doğru yola çıktık.Buranın özellikleri ile ilgili daha önce blog sayfamda bilgiler olduğu için fotoğrafları paylaşacağım.


















Ihlara vadisinden sonra, Güzelyurt ilçesi sınırlarına yakın bulunan Yüksek kilise mevki gezisinden sonra 1. gün turunu tamamladık.







2. Gün Güzelyurtta bulunan kamp alanından hareket ederek, Gaziemir yeraltı şehirini ziyaretten sonra, sofular vadisi, zaman zaman zorlu toprtak ve kum yollardan tırmanarak öğlen yemeği için Narlı göl Otel mevkiine doğru yol aldık.Hotel mevkinde bulunan krater gölü, yapsından volkan ağzı olduğu belli olan bu göl bizi ihtişamı ile karşıladı. Öğlen yemeği  ardından tekrar geldiğimiz istikametten ilerleyerek ana yoldan Güzelyurt istikametine sıcağında vermiş olduğu etki ile yorucu bir pedallamanın ardından, kamp alanına gelerek, toparlanma hazırlıklarını yaparak, çok güzel anlılarla dönüş yolculuğumuz başladı.
Güzelyurt Ihlara bisiklet festivalinde emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkürler.


















































Narlı Göl Efsanesi : Anonim  
 Aksaray’a çok yakın bir yerde, Gülağaç’ın Sofular Kasabası'nda birbirlerini çok severek evlenmiş bir çift ve onların yeni doğmuş bebekleri, küçük, yoksul bir evde yaşarlarmış.
Zaman gelmiş ve genç koca karısını ve bebeğini bırakıp askere gitmek zorundakalmış. Zaman geçmiş, kış bastırmış. Fırtınalı bir günde köyün girişinde uzun beyaz sakallı, bastonlu, yaşlı bir adam belirmiş. Bitkin görünüyormuş, evlerin kapılarını tek tek çalmaya başlamış. Birazcık ekmek ve su istemiş köylülerden. Hiç kimse ama hiç kimse bu adama istediğini vermemiş, yüzüne çarpmışlar kapıyı. Bir ev dışında…
Genç kadın aceleyle bir bardak su ve bir parça ekmek getirmiş yaşlı adama. Adam; “kızım çocuğunu da al ve şu dağa çık. Dağın tepesine gelene kadarda arkana bakma” demiş genç kadına.
Kadın yaşlı adamın sözünü tutup yola koyulmuş. Tam zirveye varmak üzereyken yorulup ve birazcıkta merakına yenik düşüp arkaya bakmış. O anda kadının göğsünden sular fışkırmaya başlamış. Öyle ki bütün köy sular altında kalmış. Kadın ve çocuk ise taşa dönüşmüşler öylece…
Rivayet edilir ki; bu göl senede bir kurban alırmış ve hiç kimse o cesedi bulamazmış, ta ki yedi sene sonra göl cesedi dışarı fırlatana kadar.
Ve yine rivayet edilir ki Narlıgöl kurban istediğinde bağırımış…