Recent Posts

Çatak Kanyonu Kastamonu

Unutmayın ki yaşam aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür.

Yürüyüş Parkurları GPS Kayıtları

Mutluluk varılacak bir istasyon değil bir yolculuk biçimidir..

Fotoğraflarım

Eğer hikayeyi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duymazdım.

Doğa Sporları Hakkında Bilgiler

Daha bir çok bilgi…

8 Temmuz 2023 Cumartesi

St. Agustine Florida

 

2020 yilinda Miami gezimizden donerken ugramak isteyip fakat zamanimizin cok azalmasindan dolayi ugramadan donmek zorunda kaldigimiz St. Agustine gezimizi bu sene isyerindeki 4 Temmuz haftasindaki 2 gunluk resmi tatilide firsat bilerek gerceklestirdik. Atlanta ya yaklasik 6 saat mesafede ki St Agustine florida eyaletinin Dogu kisminda , Miaminin yaklasik 5 saatlik araba yolculu kadar kuzeyinde yer almakta ve en yakin yaklasik 40 dk arac yolculugu ile Jakcsonville sehirinin yaninda bulunmaktadir.



       Şehir 1565 yılında İspanyollar tarafından Güney Amerika ve Meksika’dan İspanya’ya hazine taşıyan İspanyol gemilerini korumak amacı ile kurulmuş, 200 yıl kadar İspanyol egemenliğinde kalmış sonra İngiliz’lerin egemenliğine geçmiş(1763-1784). İspanyollar şehri tekrar 1784 yılında ele geçirmişler ve son olarak 1821 yılında Amerika Birleşik Devletleri şehri İspanyollardan almış. İngilizler, 1702 yılında şehrin kalesini kuşatma altına almışlar ancak kaleyi ele geçiremeyince tüm şehri yakarak ayrılmışlar. Bu yüzden şehirdeki hiçbir bina 1702 yılından eski değildir.



Saint Augustine şehrini ön plana çıkaran bazı özelliklerini sıralarsak: Amerika kıtasında Avrupalıların kurduğu, hâlâ yerleşimin devam ettiği en eski  şehir, Amerika’daki ilk Hıristiyan topluluğun yaşadığı şehir ve Atlantik üzerinde gelişen ilk ticari limana sahip olması.



Şehrin merkezi koloniyel yapılaşmanın izlerini taşıyor. St. George sokağı trafiğe kapalı ve şehrin merkezi konumundadır. Alışveriş, restoranlar, kafeler, turizm ofisleri bu caddenin üzerinde ve birçok bina İspanyol döneminden kalma ve tarihi özelliklerini koruyorlar.

 


Bu caddenin dogusunda San Marcos kalesi (Castillo de San Marcos) yer alıyor. Yıldız şeklindeki kalenin yapımına 1672 yılında başlanmış ve 23 yıl sürmüş. Biz bu monumentin daha kucugunu plajlar bolgesinde gordugumuz icin ve havanin asiri sicak olmasi nedeniyle icerisinde gezmedik. Kale nin giris ucreti 15 Usd ileride dusunenler icin ek bir bilgi.


Kale, bu bölgede çok olan 
coquina taşından yapılmış. Bu taşın özelliği sayesinde kale duvarları top ateşine dayanmış. Şehirdeki birçok binanın yapımında da kullanılmış. Kalede İspanyollardan kalan toplar hâlâ korunuyor. Kale surlarinin disinda bulunan isitma firinin da toplardan firlatilan mermilerin isitilarak atilmasi ve gelen tahta gemilere zarar vermesi dusunulmus.

  

Şehirdeki Flagler Collage ise ihtişamlı mimarisi ile ilk dikkati çeken yerlerden biridir.


The Cathedral Basilica of Saint Augustine: Tarihi katedral Charlotte ve St. George caddesi arasındadır. iki kez İngilizler tarafından yakılan katedral yeniden inşa edilmiş ve ziyarete açıktır.


Plaza de la Constitucion (Anayasa Meydanı) şehrin merkezindeki meydan zamanında köle pazarı ve diğer ticari faaliyetler için kullanılmış. Şimdi ise park olarak kullanılan eski meydan çeşitli aktivitelere ve lokal sanatçıların konserlerine ev sahipliği yapıyor.

Sehrin eski yerlesim yeri olan down town sokaklarinin gezisi disinda, Anastasia Beach te bulunan St. Agustine lighthouse muzesi denizcilige merakli olanlar icin ve St. Agustine yukaridan gormek guzel bir tercih olabilir. 

Ayrica Lighthouse cok yakinin da bulunan St. Agustine Alligator park ziyaretini kesinlikle tavsiye ederim. Giris ucreti kalabalik bir aile icin yuksek tutmakla birlikte bence aldigi ucreti sonuna kadar hakeden bir yer. Ozellikle Alligatorler, timsahlar icin yapilmis alan, bir cok vahsi kus cesidine de ev sahipligi yapiyor. Gezi suresince belirli saatlerde calisan gorevliler, hayvanlar ve parkin isleyisi hakkinda bilgilendirmeler yapiyorlar, hayvanlarin beslenme saatlerinde ilginc goruntulerle karsilasmak mumkun.


Crescent Beach yakinlarinda bulunan o donemlerde cok stratejik oneme sahip olmasi nedeni ile yapilmis olan
Fort Matanzas National Monument i, park ranger larin kontrolu altinda size karsi kiyiya goturecekleri kucuk bir bot seyahati sonrasi gezebilirsiniz. Kucuk olmasina ragmen tarihini duyunca o donemlerde kendinizi hayal etmek zor olmasa gerek.

 Beachlerden konu acilmisken, St. Agustine ucsuz bucaksiz sahilleri mevcut, bunlardan en onemlisi sehirinde adini tasiyan St.Agustine plaji. St Agustine plaji Oteller, restaurantlar ve plaj kenarinda dus ve wc ihtiyacinizi karsilayacaginiz alanlar mevcut. Daha guneyde eger acik okyanusta yuzmekten hoslanmiyorsaniz, dogal olarak olusmus yolun diger tarafinda kalan adaciklarin olusturdugu plajlarda yuzebilirsiniz.


Tekrar sehir icine Gelecek olursak, sehir icerinde duzenlenen gezi otobusleri ile sehiri turlayabilir, hayalet turlarina katilabilir, Parasiling yapabilir, downtown in tarihi sokaklarinda bulunan café ve restaurantlarda yemeginizi yiyebilirsiniz. Bunlarin disinda Believe or not muzesi, ilk hristiyanlik icin kurulmus eski kilise (https://missionandshrine.org) ziyaretini, Aquarium, eski hapishane muzesini  (https://www.visitstaugustine.com/thing-to-do/old-jail) ve buna benzer bir cok yeri ziyaret edebilirsiniz.


Ayrica https://www.visitstaugustine.com/ bu siteden ilginizi ceken bir cok yeri kesfedip ziyaret edebilirisiniz.

 Genel olarak behsetmek gerekirse, St Agustine gercekten eski tarihi ile birlikte degerlendirildiginde, hayal gucunuzun etkisi ile tarihe bir donus yapip, sehirin ozamanki atmosferini  kafanizde canlandirmamaniz olasi degil. Ziyaret ettiginiz alanlarda kendinizi bir anda tarihin tozlu sayfalarindaki fotograflarda hissediyorsunuz. 4 temmuz  Amerika nin bagimsizlik gunu haftasinda ki ziyaretimizde, sehir hatiri sayilir derece de kalabalik ziyaretci akinina ugramis, park yeri bulmak zaman zaman sorun olmustu. Bu nedenle boyle ozel gunlerde onceden rezervasyonun yapilmasinin onemli oldugunu vurgulamak isterim. Konaklama acisindan booking ve Airbnb secenekleri fazlasi ile mevcut. Bu bolgede dikkatimi ceken en onemli hususlardan bir tanesi eger vahsi yasam fotografciligi ile ilgileniyorsaniz, bence cok guzel firsatlar sunacaktir.

 

12 Eylül 2022 Pazartesi

CALLAWAY GARDENS , PINE MOUNTAIN GA.

 

Callaway Garden, Atlanta nin guney dogu istikametinde, Atlanta - Columbus yolu uzerinde Pine mountain bolgesinde bulunmaktadir. Atlanta merkezden yaklasik 1:30 Dk bir mesafede yol surmektedir. Callaway garden icinde  goller, golf alanlari , suni olusturulmus plaji cesitli spor aktiviteleri ile ozellikle agac ustundeki halatli aktiviteleri ve cok uzun bisiklet parkurlarini barindiran buyuk bir alana sahip.

Callaway park alani icerisinde isterseniz butun gun dinlenip gunes ve dunyada insan eliyle olusturulmus en uzun robin golu plajinda suyun tadini cikarabilirsiniz, Ayrica su ustunde cesitli spor aktivitelerine katilabilirsiniz. Beach kenarinda senzlong ve bungola tarzi yerleri kiralayarak gununuzu dinlenerek degerlendirebilirsiniz.Ayrica beach kiyisinda gunluk ihtiyaclarinizi karsilayacak bir kac kucuk fast food dukkanida bulunmaktadir. 

Beach den bir gorunum


Uzaktan beach

Park icerisinde olusturulmus oldukca uzun bisiklet rotalarinda turlayabilir, isterseniz  yuruyus alanlarinda yuruyerek, vahsi yasama taniklik edip, essiz fotograflarinizi cekebilirsiniz.

Balik meraki olanlar devasa gollerinde diledigince baliklarini avlayarak dogayi butun benliklerine sindirerek gunlerini gecirebilirler.





Callaway park alaninin en ilgi cekici ve daha once bu deneyimi yasamamis insanlar icin muhtesem de olacagini dusundugum, kapali botanik bahcesindeki kelebek bahcesi. Icerisinde sanirim yuzlerce tur kelebegi barindiran bu alanda, hayatiniz da ilk defa bu derece kelebeklerle temas edeceginiz, dokunacaginiz ve birbirinden renkli ve guzellikle solenlerini izleme firsati yakalayacaksiniz. Yine fotograf meraklilari icin oldukca guzel kareler yakalayacaginizi simdiden garanti edebilirim.


Disardan gorunum

Gorebileceginiz kelebek cesidinden bir tanesi

Essiz guzellik de bir baskasi

Bizim Callaway parki ziyaretimiz eylul ayi basinda olmasi nedeniyle, hala yazdan kalma ve yesilliklerin dokusu bozulmamisti. Sanirim bu alan sonbahar ve ilkbahar aylarinda inanilmaz gorsel solen sunacaktir ziyaretcilerine. Kis aylarinda bu alan kar yagisi ilip almadigindan cok emin degilim.

Kisaca ozetlemek gerekirse alanda

- Beach ve su sporlari aktiviteleri

- Golf Sporu

- Bisiklet ve Yuruyus

- Treetop Adventure ziplines ( Agac ustunde halatli aktiviteler.

- Kano ve su bisikleti kiralama 

- Yilin belirli zamanlarinda yapilan Balon aktivitesi.  yapabilirsiniz.

Agac usutunde Zipline

Callaway Garden icerisinde bulunan bolgenin kuslarini tanitan muze gibi bir alanin arka tarafinda, daha once dogada yarali bulunmus veya bir sekilde dogal yasamdan cikarilmis ve artik dogada kendi basina yasayamayacak durumdaki yirtici kuslarin, gunluk ucus programlarini, burada nasil beslendikleri ve egitildikleri ve beslendikleri konular hakkinda ziyaretciler bilgilendirilmektedir ve soz konusu bu alan en cok ziyaret edilen park alanlarindan birisidir.


Falls Creek golu etrafinda olusturulmus yuruyus parkuru uzerinde bulunan kucuk Capel de ozel yapim Moller borulu Org ile calinan ve butun ormana yayilan melodisine eslik ederek yuruyebilirsiniz.


Son olarak, Alan icerinde bulunan fakat gunu birlik gittigimiz icin yararlanmadigimiz konaklamak icin orman ve gol manzarali bir hotel bulunmaktadir. Eminimki icerisinde bulunduracagiz sayisiz imkanlarla buranin tadini yudumlayacaginiz sarap kadehinizle cikartacaksinizdir. Imkaniniz varsa da bir kac gun kalmanizi tavsiye ederim.


Ozetle size soyle diyebilirimki her ne kadar Atlanta yakin cevresinde bu tur alanlari gorebiliyor olsakta, bence sonbahar ve ilkbahar aylarinda orada bulunup, atmosferi yasamak icin gidilmelidir. Callaway park alini disinda karavan park alanlari gorsemde, kanimca bu alan icerisinde olusturulacak, kucuk bungalov tip ev ve cadir konaklama secenekleri, ziyaretci sayisina etki edecegini dusunmekteyim.

Elinizdeki bu firsatin kacmasina musaade etmeyin














24 Temmuz 2022 Pazar

ABD` nin Baskenti Washington DC (Capitol Washington DC)

 

Washington DC ABD’de bir eyalete bağlı olmayan tek şehirdir. Columbia bölgesinde (D.C.  District of Columbia) bulunan şehir ABD’nin başkenti olduğu için özerk bir yapıya sahiptir. Bu acidan Washington Dc kenti, dunyada hic bir ornegi bulunmayan bir statuye sahiptir.

            Washington DC ile ile ilgili ilk izlenimim, ( bunun belki internetten hikayesi arastirilabilir ) sehir kurulurken her sey  belirli bir duzen ve nizam icinde yerlestirilmis ve sehirin gelismesi bu cercevede saglanmis. Washington Dc, baskent olmasi, bunyesinde bir cok Amerikan tarihi, uzay , tarihsel sureclerle ilgili ve benzeri muzeler barindirmasi dolayisi ile yerli ve yabanci bir cok turisti yollarda gormeniz mumkun. Ayrica sehirle ilgili ilk izlenimlerimden birtanesi de, sehir burokrasinin merkezi olmasi nedeniyle , sanki devlet resmi kurumlari beyaz saraydan asagiya dogru bir ucgen icerisine yerlestirilmis.




Sehrin kuzeybati taraflarina dogru yayilan banliyolerde daha cok orta sinif halkin yasadigi, bati tarafinda bulunan Georgetown ve Patomac nehir kenarinda ise biraz daha gelir duzeyi yuksek insanlarin yasadigi bilgisini ogrendik. Georgetown kismina yazimin bIraz daha ilerleyen zamanlarin da kisaca da olsa bahsedecegim. Washington DC nin onemli anit ve muzeleri MALL Alani olarak adlandirilmis bir bolgede bulunmakta olup, genel olarak 4 Km lik uzunluga sahip bir alanda konumlandirilmistir. Dolayisi ile bu kadar buyuk bir Alani bizim gibi heveslenip bir gunde gezmektense, planli bir sekilde bir kac gune ayirarak dolasmakta fayda var, ozellikle muze gezilerinden hoslaniyor ve ogrenmek istiyorsaniz, kesinlikle sadece 2-3 gunu buna ayirmaniz siddetle oneririm.

Bati tarafindan gezmeye basladiginizda size oncelikle karsilayacak olan anit, Lincoln Memorial anitidir, Lincoln adina duzenlenmis bu anti arkaniza aldiginiz da , 4 km boyunca birbirne havuz ve yesillik alanla baglanmis buyuk bir park ve World War Memorial, sonrasinda Washington Monument aniti ile karsilasaksiniz.


Abraham Lincoln Memorial



Lincoln Memorial aniti

Washington Monument, 169 Mt yuksekliginde olup, asansor ile yukariya cikip, manzarayi gorebileceginiz pencereler bulunmaktadir. Bu alandaki muzeler ucretsiz olup, yogunluktan dolayi onceden internet yada alanda bulunan gorevlilerden ucretsiz bilet alip bir nevi rezervasyon yapmaniz gerekmektedir. Biz maalesef iki gun boyunca soz konusu bileti elde edemedik.

Washington Monument

Dogu ya dogru ilerlemeye devam ettiginizde , karisiniza arka tarafindan da olsa buyuk ihtisami ile gorunen Capitol Binasini goreceksiniz, kesinlikle bina giris tarafini da gormenizi siddetle tavsiye ederim. Maalasef, Capitol ziyaret merkezi hafta sonu kapali oldugu icin orayida ziyaret edemedik.


Capitol Binasi

Capitol binasinin hemen arkasinda Congress of Library bulunmaktadir. Essiz mimari ile beni en cok buyuleyen alanlardan bir tanesi olmustur. Bu alanda cok guzel yapisi ile Supreme Court of the US, Senota ya ait ofis binalari ve Cannon eski kongre binasini da gorebilirsiniz.

Congress of Library



Congress Of Library

Muzeler,

Washington Dc icerisinde devlete ve ozel sektore ait olan bir cok muze bulunmaktadir. Mall bolgesi icerisinde bulunan muzeler ucretsiz olarak ziyaretcilere aciktir. Bunlarin baslicalari,

National Musium African American

Smithsonian National Museum 1

Smithsonian National Museum 2 Milli (Tabiat Tarihi Müzesi, antropoloji, biyoloji ve jeoloji)

National Galery of Art

National Museum of the American Indian

Smithsonian National air and Space Museum ( Tadilat dolayisi ile kapali idi)

Smithsonian National museum of African Art , ve digerleri

 Bu muzelerden bazi goruntuleri sizlerle paylasacagim.

Bu bolgenin biraz kuzey batisinda Amerikan baskaninin bulundugu WHITE HOUSE bulunmaktadir. Yazimin basinda da belirttigim uzere bu bolge burokrasinin gobegi olmasi nedeniyle ust duzey koruma onemleri ile donatilmis ve ozellikle devlet binalarinin oldugu alanlar trafige kapatilarak sadece yetkili personelin girisine izin verilmektedir ve genelde kose baslarinda da koruma gorevli memurlar bulunmaktadir.

White House
            White House bolgesi, artirilmis koruma onlemleri ile birlikte, yogun bir ziyaretci akini mevcut, bizim ve benzeri ulkelerde hic ornegi gorulmeyecek, bireysel ve orgutlu bir cok pretosto gosterileri oldugunu gormek benim acimdan sasirtici oldu. Beyaz saray dan sonra sehir merkezinde bulunan magaza, restorant ve magazalari yorgunlugunuza gore gezebilirsiniz.




   
     
Sehrin kuzey bati bolgesin de yabanci ulkelerin buyukleciliklerinin toplandigi bir bolge. Ayni zamanda Patomac nehri kiyisinda bulunan Georgetown sehri, eski evleri, magazalari ve hareketli yasami ile gorulmesi gereken baska bir nezih bolge. Bu bolgede Amerika baskanlarinin veya onemli kisilerinin okudugu unlu Georgetown universiteside bulunmaktadir, bu nedenle sokak ve cafelerde genc nufus yogunlugu oldukca fazlaydi.

Alexsandria bolgesi de, eski tarihi evleri , guzel sokaklari ile Patomac kenarina kurulmus sirin bir yerlesim bolgesidir.

            Bazi bilgileri ozetlemek gerekirse, Washington Dc, Amerika da ki bircok eyalete gore daha canli ve hareketli bir yasama sahip. Sehir icinde metrobus, otobus ve metro ulasimi mevcut olup, bunun disinda scooter ve bisiklet kullanimi cok yaygindir. Ulasim araclari ucretleri 1 ve 2 Usd civarinda olup, oldukca ekonomiktir. Fiyatlar , ozellikle yasadigimiz Georgia eyaleti ile kiyaslayacak olursak, gozle gorulur bir pahalilik soz konusudur. Ayrica sehir icersinde cok fazlaca sayisa anit ve cok genis alanlara yayilmis parklar vardir.

    Donus yolumuzda Virginia eyaletinde, Grottoes kasabasinda ki merkezi Shenandoah vadisinde bulunan Grans Cavern`i gezdik.  Grand Cavern

Diger Fotograflar icin Tiklayiniz


Cep Telefonu ile cekilen bazi fotograflar  Tiklayiniz




15 Nisan 2022 Cuma

SAVANNAH - GEORGIA


Savannah, Miamiden sonra ilk gezi amacli gittigimiz sehir oldu. Yerlestigimizden bu yana gecen 2 senelik sure icerisinde, hayatimizi beklentimizi karsilayacak kadar olmasada bir duzene oturduktan sonra, biraz etrafi gormek, biraz hayat ile ilgili motivasyonumuz artirmak ve dinlenmek amacli olarak, Atlanta` ya en yakin ve sahil kenari olabilecek en iyi tercihin Savannah olacagina karar vererek, cok da fazla arastirma yapmadan dustuk yollara.

Savannah 1733 yılında kurulmuş ve Georgia eyaletinin en eski şehridir. İspanyolların egemenliğindeki Florida ile arada koruma sağlaması ve tampon bölge olması amacli kurulmus. Şehir, Savannah Nehrinin Atlantik okyanusu ile meydanları birleşmesine yakın bir bölgeye kurulmuş. Mimari yapısının çeşitliliği, tarihi binaları, ve parkları ile görülmeye değer, Georgia eyaletinin en turistik şehirlerinden biridir.Eskiden ozellikle pamuk ticareti ve kole ticareti icin kullanilan buyuk bir liman sehridir.

Atlanta’dan sabah yola çıkıp öğlen saatlerinde Savannah’a vardik, Daha onceden rezervasyon yaptirdigimiz otelimiz bulduktan sonra, kisa bir dinlenmenin ardindan. Otel resepsiyonundan aldigimiz turistik harita ve esligindeki kisa bilgileri degerlendirdik.

Sehirin turistik yerlerinin ucreti karsiligi tur otobusleri ile gezilebilecegi bilgisini ogrenmemize ragmen, resepsiyonda ki bayanin da telkinleri ile otelimize yaklasik 4 mil uzaktaki sehir merkezinde uygun bir otoparka aracimizi park ederek, sehiri yuruyerek dolasmaya basladik. 


Savannah tur otobusleri


Elimizdeki haritaya gore bulundgumuz meydani tesbit ettikten sonra, haritada birbirinden uzaktaymis gorunen bir cok meydanin, aslinda birbirine ne kadar yakin ve baglantili oldugunu gorduk. Meydanlarin kapladigi alanlara gore icerisinde kucuklu buyuklu heykeller, anit ve havuzlar barindirmakta. Gezdigimiz cadde ve sokaklarda, orijinalligi tamamen korunmus, eski tarihi evleri gormek ve hayal dunyanizda o eski zamanlara gidip , o zamanki yasantiyi gozlerinizin onunde canlandirmaniz mumkun. Savannah sehri ve tarihi meydanlarinin bazilarinda cesitli filmlerin cekildigini ogrenmek bizim icin sasirtici ve beklemedigimiz bir bilgi oldu.




Sehiri bati istikametinden, doguya dogru uzanan tarihi meydan ve sokalarinda korunmus eski evlerin ihtisami ve zaman zaman karsiniza cikan eski kiliselerin esligindeki yuruyusumuz bizi, river caddesi olarak adlandirilan ve Savannah nehrinin Atlantik okyanusu ile bulustugu bolgeye ulasiyorsunuz.





River caddesi boyunca uzanan bir cok restorantta, dilediginiz lezzet ve tarzlara ulasmaniz mumkun. Genel olarak fiyat ortalamasi biraz yuksek gibi olsa da , bir kac gunluk yapilacak gezide bunu pek hesaba katmanin anlamsiz oldugunu dusunuyorum. Her seye ragmen butceye uygun, fast food ve pizza dukkanlari bulmaniz mumkun.  Savannah  ziyaretimiz      her ne kadar tatil sezonu olmasa da , Sukran gunune denk gelmesi nedeni ile ozellikle ikinci gunde inanilmaz bir kalabalik ve turist akinina neden oldu. Ozellikle tatil sezonu ve bayram, festival vb gunlerde, restorant, cafterya vb yerlerde cok uzun kuyraklarda beklemek can sikici olabilir. 




River nehri kenarinda uzanan yuruyus yolunda en dikkat cekici olan sey ise, yol boyunca muzik yapan,  resim sanati ve el isleri ile ugrasanlarinin sayisinin oldukca fazla olmasi idi.

Aksam saatlerinde Savannah nehri kiyisinda yudumlayacaginiz iceceginiz veya dondurmaniz esliginde manzaranin tadini cikartmak gunun en son aktivitesi olabilir.



 

Gezimizin ikinci gununde, Savannah sehirinin guneydogusuna dozen ve turistik ve tatil beldesi oldugunu ogrendigimiz Tybee adasi bolgesine gittik. Ege veya akdenizde kucuk bir tatil kasabasini andiron Tybee adasi, sezon olmamasi nedeni ile neredeyse hayalet sehir gibi idi. Tybee adasinda  bulunan ve Atlantik kiyisinda ki ilk deniz fenerini sukran gunu olmasi nedeni ile ziyaret edemedik. Aslinda eski ve orijinal olan fener Savannah nehrinin, okyanus ile birlestigi yerde kaliyor ama dikkatli gecmezseniz gormeniz pek mumkun degil. Yeni yapilan fener icerisinde muze de bulunuyor ama biz gezemedik maalesef. 



Tybee adasinin girisinde bulunan kucuk hediyelik esya satan dukkanlari gezdikten sonra, aksam gun batimini izlemek icin Atlantik okyanusu kiyisina gelerek muhtesem gun batimina sahit olduk. Tybee adasi icerisinde de bir cok deniz mahsulu yemeklerini tadabileceginiz restorantlar bulunmakta, biz sukran gununde retorantlarin kapali olmasi nedeni ile tek acik olan hamburgercide aksam yemegimizi yedik, bunu ozellikle belirtmemin nedeni, restorantlar inanilmaz derecede pis ve hizmet konusunda inanilmaz kotu olmalari.





Gezimizin ucunce ve son gununde, notunu aldigimiz Wormsloe Historic Site alanine ziyarete gittik. Elimizdeki burosurlerdeki fotograflardan meraklandigimiz alan ilk girisinden itibaren bizi buyulemeye ve icerisine cekmeyi basardi. Savannah ta siklikla goreceginiz  mese agaclari ile olusturulan dogal tunelde arabaniz ile ilerlerken buyuleniyorsunuz. Arabanizi park ettikten sonra , orman icinde bulunan tamamen dogal patikalardan ilerleyecek , Plantation Tabby harabelerini ve cesitli su yollari ile tarihi muzeyi  gordukten sonra tekrar araciniza ulasiyorsunuz.



Bu bolge ve yakinlarinda su an ismini hatirlayamadigim, yazlik evler ve pansiyonlardan olusan cok guzel manzaralara sahip alanlar olmakla beraber, buralar genelde ozel mulk alanlari, Buralari da arabamizla gezdikten sonra, bir dahaki sefere kalan eksik yerleri calisarak gelmek kaydiyla, Atlanta ya dogru yolumuza koyulduk.

 

 

Notlar :

 

Iyi ingilizce duzeyine sahipseniz ve sehirin tarihi hakkinda detayli bilgi almak istiyorsaniz, sehiri rehber esliginde gezen yaklasik kisi basi 30 usd civarinda olan otobuslerle gezmenizi tavsiye ederiz.

 

Ozellikle resmi tatil veya festival zamanlarinda Savannah`i ziyaret edecekseniz, kesinlikle rezervasyonununuzu onceden yapmanizi tavsiye ederiz.